OLAY: Kıbrıs Rum kesiminin özel havayolu ÅŸirketi Helios’a ait Boeing-737 tipi yolcu uçağı 14 AÄŸustos 2005 Pazar günü Larnaka-Prag (Atina aktarmalı) seferini yaparken Atina Hava Trafik Merkezi ile telsiz iletiÅŸimini kaybetti. Yunan Hava Kuvvetlerinin iki F-16’sı uçaÄŸa yaklaÅŸtıklarında, kaptanın koltuÄŸunda bulunmadığını, ikinci pilotun baygın olduÄŸunu, 2 kiÅŸinin kokpitte uçağın kumandasını almaya çalıştıklarını, oksijen maskelerinin açık ve sallanmakta olduÄŸunu gördüler. Uçak F-16’lar eÅŸliÄŸinde kontrolsüz biçimde (otopilotta) 44 dakika uçtuktan sonra yakıtı bitince çakıldı; 115 yolcu ve 6 mürettebat öldü. Bazı yolcuların düşmeden önce donmuÅŸ oldukları anlaşıldı. Uçağın ÅŸehir üzerine düşmemesi için F-16’lar tarafından vurulduÄŸu da, uçağın önünde jetler tarafından yapılan bazı manevralarla hava akımı yaratılarak meskun olmayan bir yere düşürüldüğü de iddia edildi. Uçağın kumandasını almaya çalışanın bir hostes olduÄŸu, baÅŸarılı olamamasına raÄŸmen Yunan basını tarafından kahraman ilan edildiÄŸi medyada yer aldı.
YORUM: Larnaka kalkışında uçakta havalandırma sistemi arızasının bulunduÄŸunun rapor edilmesi, hatta ikinci pilotun bu yüzden uçuÅŸu reddetmesi, benzer sorunun daha önce 4 kez daha yaÅŸanması (yolculara battaniye dağıtılması) gibi bilgiler, kazanın kabin basıncı kaybı ile ilgili olduÄŸunu düşündürmüştür. Yunan güvenlik otoritelerince yalanlanmış olmasına raÄŸmen, bir yolcunun cep telefonuyla, “çok üşüdüklerini, pilotun mosmor olduÄŸunu” belirten mesajı da eÄŸer doÄŸruluk payı varsa, bu kanıyı doÄŸrulamaktadır.
Uçakta kabin basıncı kaybı iki nedenle ortaya çıkabilir; ya basınçlama sistemi arızası, ya da kabinde basınç kaybı yapacak bir kaçağın olması (kabin patlaması). BilindiÄŸi gibi yolcu uçakları 25-35 bin feet (8-10 km.) irtifada uçarlar ve kabin içi de 5-7 bin feet irtifada tutulur. Bu irtifada dış ısı – 25-55 0C civarındadır. Basınçlama sistemi arızası olmasa bile, kabinde kapı, pencere kopması veya kabin duvarlarının herhangi bir yerindeki çatlak-kırılma olması durumlarda, basıncı görece yüksek olan kabin içi hava, basıncın çok düşük olduÄŸu dışarıya doÄŸru kuvvetli bir rüzgar biçiminde hareket eder; hatta deliÄŸin büyük olduÄŸu hallerde bu akım yolcuları bile dışarı sürükler. Basıncın böylesine aniden azalması, bir patlama sesiyle birlikte havadaki nemi su buharı (sis) haline getirir; ortalık toz-duman olur, ısı birden düşer. Delik küçükse, hava ve basınç kaybı sızma biçiminde ve yavaÅŸ olacağından böyle gürültülü tablolar oluÅŸmaz, ama tehlike sinsice geliÅŸir. Bu durumda tehlike yaratan iki unsur, dondurucu soÄŸuk ve hipoksidir (oksijensizlik). Hipoksi, solunan havadaki oksijen yetersizliÄŸine baÄŸlı olarak geliÅŸen, bilinç kaybı ve ölüme kadar götüren bir tablodur. BaÅŸ dönmesi, görme bozuklukları, uyuÅŸma gibi belirtileri var ise de, alkol kullanımındakine benzer bir keyif ve umursamazlık (öfori) yarattığı için pilotlar tarafından çoÄŸunlukla fark edilmez. Uçakta kabin basıncının ani veya tedrici kaybını ikaz eden göstergeler, bireysel oksijen soluma maskeleri vardır; ancak olayın paniÄŸi, öfori veya bilinç kaybı nedeniyle oksijen solunmaması da, arıza nedeniyle maskelere oksijen akışının kesilmesi de olasıdır. Helios uçağı 37.000 feet irtifada iken basınçlama arızası veya kabin patlaması olduysa, mürettebat ve yolcular – 55 0C ısıya ve hipoksiye maruz kalacaklar, yolcular ya donarak ölecekler veya oksijen solumazlarsa 1-2 dakika içinde hipoksiden bilinç kaybına uÄŸrayacaklardır. Bu kazanın oluÅŸunu hazırlayan bir baÅŸka olasılık, egzos ve diÄŸer kaynaklardan kabin içi havasına karışan CO zehirlenmesidir; ancak bu olasılığı destekleyen bir ipucu yoktur.
SONUÇ: Havacılık Tıbbı DerneÄŸi, Helios kazasının insan faktöründen (teknisyen, idareci veya pilot hatası) kaynaklandığını; “basınçlama arızası veya kabin patlaması sonucu, mürettebatın hipoksiye ve ani tıbbi inkapasitasyona girmeleri yüzünden oluÅŸtuÄŸunu” deÄŸerlendirmiÅŸtir. Uçağın Alman uyruklu kaptan pilotunun bazı disiplinsizlikleri nedeniyle Almanya’da uçuÅŸ alamadığı da detay bir bilgidir. Kazanın oluÅŸmasında bunun payının olup olmadığı bilinmemekle birlikte, bazen çok küçük bir uçuÅŸ disiplinsizliÄŸi, bir küçük uyarı ışığının dikkate alınmaması, böylesine dramatik sonuçların yaratıcısı olabilmektedir.
Dernek olarak, aralarında çok sayıda çocuÄŸun da bulunduÄŸu masum yolcuların ve deÄŸerli uçuÅŸ mürettebatının feci biçimde kaybedilmiÅŸ olmalarından derin üzüntü duyduk ve bu üzüntümüzü Yunan Sivil Havacılık Tıbbı BirliÄŸi’ne (HAMS) Dernek adına bir taziye mesajı ile ilettik ancak hiçbir yanıt da alamadık.
Doç. Dr. Muzaffer Çetingüç
Son Yorumlar