BÜLTEN YAZILARI — 30 Haziran 2012 at 12:09

İrtifa Hastalığı

by

Yüksek irtifalarda basınç azalması nedeniyle oksijen moleküllerinin parsiyel basıncı da azalır ve vücudun oksijene duyarlı dokularında (beyin, akciğer, göz) hipoksi/anoksi oluşur. 2.400 metreye (8 bin feet) kadar olan irtifalarda ciddi sorun yaşanmazken, bu irtifadan itibaren baş ağrısından başlayarak, beyin ödemi, koma ve ölüme kadar giden ağır hipoksi tabloları görülebilir.

Havacılıkta kabin basınçlaması olmayan uçaklarla yüksek irtifa uçuşları, paraşüt atlayışları ve balon uçuşlarında hipoksi olasıdır. Ayrıca kabin basınçlaması olan uçaklarda kabin patlaması veya basınçlama sistem arızalarında da hipoksi ortaya çıkabilir. Hipoksi madencilerin, mağara gezginlerinin, yüksek dağ tırmanıcılarının ve kayakçıların da sorunudur. Dünyanın yüksek dağlık bölgelerinde (Peru, Ekvator, Bolivya, Tibet, Nepal, Pakistan, Hindistan, Fas, And ve Alp Dağlarında) yaşayan insanlar oksijen azlığına uyum (aklimatizasyon) sağlamış olmakla birlikte; Annapuna, Katmandu, Langtang, Himalaya ve Everest’e, trekking ve sportif dağcılık veya turistik gezi amacıyla gelen insanlarda 6-10 saat ile 1-2 gün içinde Akut Dağ Hastalığı (mountain sickness) görülür.

Akut dağ hastalığı, irtifa hastalığının (altitude sickness) bir görünümü olup, belirtileri alkol mahmurluğu (hangover), grip veya CO zehirlenmesine benzer. Semptomlar; baş ağrısı, kafada şişkinlik ve zonklama hissi, baş dönmesi, bulantı, kusma, iştahsızlık, halsizlik, yatma isteği, uykusuzluk, nefes darlığı, kuru öksürük, periferik ödem, ishal, retinal kanama vs’dir. Akut dağ hastalığı, daha da yükseklere çıkıldıkça veya yükseklerde daha uzun kalındıkça, akciğer ödemi ve beyin ödemi gibi ölümcül tablolara dönüşebilir. Ünlü tenisçi Martina Navratilova, 2010 yılı Aralık ayında Afrika’nın en yüksek dağı olan Klimanjaro’ya tırmanışında 14.800 ft irtifada akciğer ödemine bağlı nefes darlığı yaşadı; Nairobi’de hastaneye kaldırıldı.

Tedavi: İrtifa hastalığına karşı yerliler koko yaprakları çiğnerler. Hastalık tespit edildiğinde öncelikli yöntem aşağılara inmektir. Hastalara oksijen solutmak, bol sıvı içirmek, akciğer ödemi varsa steroid kullanmak yararlıdır. Ağır vakalarda alçak irtifalara süratle inmenin sakıncaları olabileceği için taşınabilir-şişirilebilir plastik hiperbarik çemberler (Gamow Bag) kullanılabilir. Bunun amacı hastayı tedavi etmek değil, alçak irtifalara nakletme güvenliği sağlamaktır.

Aklimatizasyon: İrtifa hastalığından korunmak için alıştırma yöntemlerinin adıdır. Genellikle tırmanılacak olan dağın eteklerinde bir kamp kurulur, dağcılar belirli irtifalara tırmanıp sonra kampa dönerler. Kamp giderek daha yüksek irtifalara taşınır ve oradan daha yükseklere tırmanılır, bazen orada gecelenip ertesi gün tekrar kampa inilir… Böylece vücudun düşük oksijene adaptasyonu ve kemik iliğinin eritrosit yapımını arttırması sağlanır. Bir günde 5 bin ft kadar tırmanılabilmekte, ama dönüşte, önceki irtifaya göre en çok bin ft yukarıda gecelemeye izin verilmektedir. Yani günde bin feet’ten (300 m) fazla irtifa alıp orada uyumak tehlikelidir. Aklimatizasyon desteği için Acetozolamide ve Sumatripan gibi ilaçlar yararlı, Viagra yararsız bulunmuştur.

Olimpiyatlara hazırlanan atletler yüksek irtifalı bölgelerde antrenman yaparak, kemik iliği stimulasyonu (eritropoez ve polisitemi oluşturma) yoluyla performanslarını (güç, hız ve dayanıklılıklarını) arttırmaktadırlar. Teknoloji, dağcılar ve atletler için hipoksikatör cihazları (AltiPower) sunmakta; dağlık bölgelere gitmeden soludukları havadaki oksijeni azaltmak suretiyle yüksek irtifaları simüle etmektedir. İstirahat halinde 60-90 dakika süreyle %9-29 oranında düşük oksijen solumak, böbreklerden kan yapımını arttıran bir hormon salgısına yol açmakta. İstenirse belirli aralıklarla 20 bin ft irtifaya eşdeğer oksijen solunmakta, istenildiğinde 7 bin ft irtifa eşdeğerinde gece boyunca uyunabilmektedir. Bu şekilde akciğer kapasitesi artmamakla birlikte kanın oksijen taşıma kapasitesi yükselmektedir. 300-1000 $ fiyatı olan bu taşınabilir küçük cihazlar sayesinde ev ortamında bile aklimatizasyon sağlanabilmekte; genellikle ilk haftada performans azalması, ikinci haftada ciddi artış olmaktadır.

Sporda irtifanın doping amacıyla kullanımı

1972 Münih ve 1976 Montreal Olimpiyatlarında, yüksek irtifa aklimatizasyonu sırasında alınan kanları atletlere müsabaka öncesinde tekrar verilerek “kan dopingi” uygulamaları yapılmıştır. Bolivya’nın sportif başarıları, aklimatize olmamış rakip futbolcuların performans kaybına dayanmaktaydı. 1993 yılı Dünya Kupası elemelerinde Bolivya, And Dağları kuşağında ve 3,400 metre yükseklikte bulunan La Paz şehrindeki maçlarda Brezilya ve Arjantin’i yenmişti. FIFA bu başarıyı, hipoksi koşullarına alışkın olmayan futbolcularda performansın en az %15 azalmasına bağlayarak, futbol turnuvalarının yapılacağı yerler için 2,750 metre sınırı koymuştu. Ancak 2008 yılı Mayıs ayında bu yasak kaldırıldıktan sonra Bolivya’nın başarı grafiği gene yükseldi. 2010 Dünya Kupası için yapılan Güney Amerika elemelerinde finallere katılma şansı olmayan Bolivya, 10 takımlı grupta sondan ikinciydi. Ama La Paz’daki Hernando Siles stadında yapılan maçlarda Arjantin’i 6-1, Brezilya’yı 2-1′lik skorlarla devirebildi…

2009 Güney Amerika kupasını da (Sudamericana), Ekvator’un LDU Quito takımı kazandı. Hiç şampiyonluğu olmayan bu takım, Arjantin ve Brezilya takımlarının da bulunduğu bir ligde deplasmandaki 5 maçını kaybetmiş, ama kendi sahasındaki 5 maçı kazanmıştı. Hattâ bir Arjantin takımını (River Plate) 7-0; final maçında oynadığı Fluminese takımını da 5-1 yenmişti. Bu başarının sırrı Quito şehrinin 2,800 m rakımda olmasıydı. Rakip Brezilya’lı Gremio takımının önlemi ise, oyunculara maç öncesi damarları genişleterek doku oksijenlenmesini arttıran ve solunumu destekleyen Viagra vermek olmuş, ama bu pek işe yaramamıştı.

Hazırlayan : Doç. Dr. Muzaffer Çetingüç

Yorumlar