Hava yolu ile seyahatin giderek yaygınlaştığı, yılda iki milyar kadar insanın yolculuk amacıyla uçağa bindiği bir dünyada yaşamaktayız. Artan yolcu sayısı içindeki yaşlı ve hastalıklı insanların sayısındaki artış ise ticari havayolu şirketlerini her zamankinden daha çok tıbbi önlemler almaya zorlamaktadır. Yani, havaalanlarında uçuşla ilgili tıbbi problemleri ve müdahale usullerini bilen uzman doktorların görevlendirilmesi, mürettebatın da bu konularda eğitimli olması gerekmektedir.
Uçuş Stresleri, Fizyolojik Problemler ve Hastalıklar
Her uçuş, uçağa binen yolcular için az ya da çok bir stres yaratır. Havaalanlarındaki uçuş öncesi prosedürler, bagaj teslimi, koşturmalar, uçağa yerleşme, gecikmeler, uçuş kazası endişeleri, uçuş sırasındaki problemler, türbülans, inişten sonraki telaşlar vs., en kısa uçuşlarda bile yolculara stres yükler. Bu stres kalp ritim bozukluklarına, kan basıncının yükselmesine, pıhtılaşma artışı sonucu damar tıkanmalarına neden olabilir. Uçuş mürettebatında ve yolcularda rastlanan en sık uçuş içi ölüm nedenlerinin kalp hastalıkları oluşu bu durumla ilgilidir.
Uçuş sırasında kabin içi basıncı; 5000-8000 feet (1500-2400 metre) irtifaya eş değerdir. Bu irtifadaki düşük basınç, solunum yolu enfeksiyonu olan kişilerde kulak ve sinüs, çürük dişi olanlarda diş, ve gazlı kişilerde karın ağrılarına neden olabilir. (Gaz yapan gıdalardan kaçınmanın, gaz giderici ilaçlar almanın, burun tıkanıklığı ve sinüziti olanların ise burun damlası kullanmaları bu tür rahatsızlıkları gidereceği bilinmelidir.) Solunum havasındaki oksijenin kısmi basıncının azalması (hipoksi), sağlıklı kişiler için problem yaratmayabilir ancak kalp ve akciğer yetmezliği, anemi ve beyin dolaşım bozukluğu olan hastalarda bu düzeydeki bir hipoksi, rahatsızlığa veya hastalığın alevlenmesine yol açabilir. Uçuş sırasında kabin içi basıncının azalmasıyla paralel olarak nem de azalır; ciltte ve gözün korneasında kuruma meydana gelir; özellikle kontakt lens kullananlarda bu önemlidir.
Uçuşta yolcuların gösterdikleri sağlık sorunları sıralamasında en önde, yaşamsal olmayan rahatsızlıklar yer almaktadır : çeşitli ağrılar, solunum güçlüğü, bulantı-kusma.
Uzun süre dar bir alanda hareketsiz oturmak yüzünden bazı kişilerde ödem ve kramp gibi hafif şikayetlerden, akciğer embolisi ve derin ven trombozu gibi tehlikeli rahatsızlıklara kadar problemler çıkabilir. “Ekonomi sınıfı sendromu” şeklinde bilinen derin ven trombozu hastalığı olan kişiler, uçakta uzun süre ayakları aşağı pozisyonda oturduklarında bacaklarında kan göllenmesi ve pıhtı oluşması riskine maruz kalırlar. Bu kişilerin zaman zaman gezinmeleri, bacaklarını bel hizasında yere paralel uzatmaları ve ilaçlarını kullanmaları önerilmektedir. Uzun, kıtalararası yolculuklarda jet-lag bir dizi sağlık sorunu yaratır (uyku düzensizliği, hazımsızlık, iştahsızlık, baş ağrısı, sersemlik hissi, yorgunluk vs.).
Havayoluyla seyahatlerde özel önlem gerektiren hastalıklar; kalp yetmezliği, ritim bozuklukları, angina pectoris, derin ven trombozu, astım, amfizem, stroke (inme), epilepsi (sara), diabet (şeker) ve enfeksiyon hastalıklarıdır. Tüberküloz gibi bulaşıcı hastalıklar ve beklenmedik davranışlar gösteren bazı ruh hastalıklarına sahip kişiler de belirli önlemlerle uçurulmalıdır.Durumu çok özel olan hastaların bizzat doktorları nezaretinde veya onların hazırlayacakları bir rapor ile seyahat ettirilmeleri; solunum problemi olanlar için taşınabilir özel oksijen tüplerinin şirket tarafından temini gerekir (kişilerin kendi oksijen sistemleri uçağa kabul edilmez).
Ticari havayolları şirketleri uçakta acil müdahale için ilk yardım çantaları bulundurmak ve kabin personelini ilk yardım eğitiminden geçirmek zorundadır. FAA (Federal Aviation Administration) tarafından 1991 yılında yapılan bir araştırmada, uçuş sırasındaki acil tıbbi problemlerin %85′ine uçak yolcuları arasında bulunan bir doktorun yardımcı olduğu anlaşılmıştır. Bu imkanın bulunmadığı hallerde telsizle yer irtibatı kurularak yardım alınmakta veya hastanın durumuna göre en yakın meydana acil iniş yapılmaktadır. En doğru tutum, ciddi tıbbi rahatsızlıkları olan kişilerin uçuş öncesinde havacılık tıbbına aşina bir uzman hekim tarafından değerlendirilmeleridir.
Uçuş Sırasındaki Ölümler
Ölüm, uçuş sırasında nadiren karşılaşılan bir durumdur. FAA’ın 1986-1988 arasındaki iki yılı kapsayan bir araştırmasına göre, ABD sivil havayolu taşımacılığında acil tıbbi müdahalede bulunulan 2.322 kişiden 33′ü uçuşta ölmüştür. Bu ölümlerin 16’sı (%48) kalp hastalığı nedeniyle olmuştur. IATA (International Air Transport Association)’ın 1977-1984 arasındaki 7 yıllık periyoda ait araştırmasında, 577 uçuş-içi ölüm kaydedilmiş; bunların 326’sının (%56) kardiak nedenli olduğu rapor edilmiştir. Uçuş sırasında gerçekleşen ölümlerin, kişide mevcut ciddi ve yaşamsal hastalığın uçuş stresiyle artması veya rastlantısal olarak uçuş sırasında gerçekleşmesi olasılıkları üzerinde durulmaktadır. İstatistiksel değerlendirme sonuçlarına göre, Uçuşta ölüm olasılığı : 1 milyon yolcuda 0.31, veya 1 milyon uçuşta 25.1 ölüm.
Sonuç olarak,
1. Havayolu şirketlerinin öncelikle uçağa binecek yolculardan sağlık sorunu olanları uçuş öncesinde tıbbi yönden değerlendirmeleri,
2. Kabinde acil tıbbi müdahale imkanları ve eğitilmiş personel görevlendirmeleri,
3. Özel durumlarda yerden telsizle önerileri alınacak uzman tıbbi personel bulundurmaları, gerektiği anlaşılmaktadır.
Kaynak : Aviat.Space Environ Med. 1996; 67-10 Supplement
(Not: Cumhuriyet Gazetesi, Bilim Teknik Ekinde 24.3.2001 tarihinde yayınlanmıştır)
Yazıyı hazırlayan : Doç. Dr. Muzaffer Çetingüç
Son Yorumlar