22 Haziran 2012 günü saat 10.30’da 7. Ana Jet Üs’den (Malatya-Erhaç) kalkan 173. Filoya ait RF-4E Fantom uçağı 11.58’de Suriye uçaksavarlarından açılan ateş sonucu (Hatay’ın güneyinde, Lazkiye sahilinden 8 mil açıkta) denize düştü. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, uçağın ulusal radar test uçuşu yaptığını; başka kaynaklar ise Kıbrıs Rum Kesimi tarafından Doğu Akdeniz’de yapılmakta olan petrol arama çalışmaları için gözcü görevi yaptığını bildirdi. Suriye, uçağın sınırdan 10 km içeri girdiği için vurulduğunu kabul ederek özür diledi ve denizdeki arama kurtarma çalışmalarına katıldı. Askeri yetkililer, silâhsız ve tek olarak uçan uçağın Suriye karasuları dışında, uluslar arası sularda (sahilden 13 mil açıkta) iken vurulduğunu; barış zamanında sınır tecavüzü durumlarında bile bir uçağın vurulmasının en son çare olduğunu; uçağın önce yerden uyarılması, sonra önleme uçakları tarafından taciz edilerek uzaklaşmaya veya inmeye zorlanması, ancak düşmanca bir saldırı ve ateş etmesi durumunda karşı ateş açılması kuralının geçerli olduğunu belirttiler. Bazı kaynaklar Türk uçağının karasularından sadece 1 km içeri girmiş olduğunu, uçağın muhtemelen vurulduğu sıradaki hızı ile düşünceye kadar Suriye karasularında daha içerilere mesafe aldığını söylediler. Sınır komşuluğu olan ülke uçaklarının uçuşlarında bazen kasıtsız ihlâller olabildiği, bunun nota vermek gibi mekanizmalarla halledildiği; Suriye’nin yakın geçmişte İsrail uçaklarının Esat’ın sarayının üzerinden geçmesine bile tepki vermediğini, ancak içerideki muhalefete gözdağı vermek yanında, NATO, ABD veya Türkiye’den Suriye’ye olası savaş senaryolarına tepki koymak için bu hamleyi yaptığı şeklinde yorumlar oldu. Uçağın, yeni kurulan Rus yapımı uçaksavar füze sistemiyle (SA-11) vurulmasının da ayrı bir anlamı olduğu vurgulandı. (Suriye füze ile değil uçaksavar ile vurulduğunu ileri sürdü.) Türkiye’yi bazı savaş senaryoları içine çekmek amacıyla bir tezgâh kurulduğu da iddia edildi. Türk hava sahasının Suriye sivil uçaklarına kapatılmasının çok etkili bir yaptırım olacağı söylendi…
Hava K’deki sloganı “Yalnız, silâhsız ve korkusuz” olan RF-4E keşif uçağının pilotları Yzb. Gökhan Ertan ile Tğm. Hasan Hüseyin Aksoy’un uçaktan atlamış olup Suriye’nin elinde olabileceği ümit edilmekle birlikte, cenazelerinin Nautilus sualtı arama gemisi tarafından olaydan 14 gün sonra çıkarılmasıyla şehit oldukları kesinleşti. Amerikan gemisi bazı arızaları bahane ederek uçak enkazını çıkarmadan bölgeden ayrıldı. Bu durum olayın aydınlanmasını zorlaştırdı; ayrıca bazı komplo teorilerine de zemin yarattı. Yzb. G. Ertan’ın Türkiye’nin astronot adaylarından biri olduğu gazetelerde yazıldı…
Suriye 23 yıl önce, 21 Ekim 1989’da, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’ne ait BN-2A-3 Islander tipi çift motorlu bir uçağımızı düşürmüştü. Kadastro çalışmaları yapmak üzere kalktıktan sonra Suriye Hava Kuvvetleri’ne ait 2 Mig-21 savaş uçağı tarafından ateş açılarak düşürülen uçakta görevli pilotlar Talat Gencer ve Faik Aytan ile teknisyenler Yusuf Gören, Selahattin Çelik ve Fikri Köşker şehit olmuştu. Olay sonrasında Suriye yetkilileri uçağın 20 km. sınır ihlâli yaptığını iddia etmiş, ancak 1 yıl sonra Türkiye’ye ailelere verilmek ve düşürülen uçak için 3 milyon 430 bin $ tazminat ödemişti.
Suriye F-4 uçağımızı düşürdü
Yorumlar
Son Yorumlar